Türk Manileri (ISBN: 9786053440413)
Mani; Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan, daha çok hecenin yedili ölçüsüyle söylenen halk şiiri dir. Bu kitapta bulunan manilerin bazıları; radyo ve araba yolu da dahil hiçbir dış etkinin olmadığı, çocukluk yıllarında köyünde, derlenmiştir.
Bu çalışmada 28 yıl boyunca Türkiyenin büyük bir bölümünden derlenerek oluşturulan Türk Manileri Arşive mizden 4068 adet maniye yer verilmiştir.
Manilere bakıldığında; Türk insanının sosyal, ekonomik, kültürel yapısının çok güzel bir biçimde yansıdığı görülecektir. Türk insanı, yaşadığı coğrafyayı manilere çok güzel yerleştirmiştir. Karadeniz Bölgesinde derlenilen manilerde; ormanın, ormanda esen rüzgarın, rüzgarda sallanan yaprağın, ağaçların, yamaçların, şırıl şırıl akan suların sesi gelir kulaklara Anadolunun iç kesimlerinde ise düz ovaların, buğday tarlaların sesini dinler gibi oluruz.
Sade, akıcı ve temiz bir Türkçenin en güzel sergilendiği türlerden biri de manilerdir. Türkçenin ne kadar güçlü olduğunu, bu tür de ortaya koymaktadır. Bazı benzetmeler, insan zorlayacak kadar geniş ufukludur. Anlam derinliği de bir başka konudur.
Mani; zor olan işlerde, zorluğu bir parça azaltmak, işi kolay ve eğlenceli hale getirmek için genellikle karşılıklı olarak söylenir.
Iletilecek mesajı estetik bir biçimde dile getirmek ise genellikle gençler arasında görülmektedir. Genç erkekler ve kızlar, gönül meselelerin iletmek veya iletilen gönül meselelerine cevap vermek için genellikle mani söylemek yolunu seçerler.
Teknolojinin gelişmesi, göçün yoğunlaşması ve yaygınlaşması, bunlara bağlı olarak tarım alanlarının daralması ile imece geleneği ortadan kalkmıştır. Her nedense gönül meseleleri ve gönül meselelerinin iletilmesi de kimlik değiştirmiştir. Bunların sonucu olarak mani söyleme geleneği dezayıflamıştır.
Bu çalışmada 28 yıl boyunca Türkiyenin büyük bir bölümünden derlenerek oluşturulan Türk Manileri Arşive mizden 4068 adet maniye yer verilmiştir.
Manilere bakıldığında; Türk insanının sosyal, ekonomik, kültürel yapısının çok güzel bir biçimde yansıdığı görülecektir. Türk insanı, yaşadığı coğrafyayı manilere çok güzel yerleştirmiştir. Karadeniz Bölgesinde derlenilen manilerde; ormanın, ormanda esen rüzgarın, rüzgarda sallanan yaprağın, ağaçların, yamaçların, şırıl şırıl akan suların sesi gelir kulaklara Anadolunun iç kesimlerinde ise düz ovaların, buğday tarlaların sesini dinler gibi oluruz.
Sade, akıcı ve temiz bir Türkçenin en güzel sergilendiği türlerden biri de manilerdir. Türkçenin ne kadar güçlü olduğunu, bu tür de ortaya koymaktadır. Bazı benzetmeler, insan zorlayacak kadar geniş ufukludur. Anlam derinliği de bir başka konudur.
Mani; zor olan işlerde, zorluğu bir parça azaltmak, işi kolay ve eğlenceli hale getirmek için genellikle karşılıklı olarak söylenir.
Iletilecek mesajı estetik bir biçimde dile getirmek ise genellikle gençler arasında görülmektedir. Genç erkekler ve kızlar, gönül meselelerin iletmek veya iletilen gönül meselelerine cevap vermek için genellikle mani söylemek yolunu seçerler.
Teknolojinin gelişmesi, göçün yoğunlaşması ve yaygınlaşması, bunlara bağlı olarak tarım alanlarının daralması ile imece geleneği ortadan kalkmıştır. Her nedense gönül meseleleri ve gönül meselelerinin iletilmesi de kimlik değiştirmiştir. Bunların sonucu olarak mani söyleme geleneği dezayıflamıştır.