Sözün Büyüsü Edebi Sanatlar (ISBN: 9789759950910)
Dil, insanın bilgisinin, zihninin ve hislerinin tercümanıdır ve dil sayesinde doğru mahkűm, yanlış hâkim olabilir. Dilin güzel ve etkili kullanımı, insanoğlunun en eski ve hiç bitmeyen uğraşlarındandır. Bu, insanoğlunun mükemmele ulaşma arzu ve ihtiyacının da bir gereğidir. Dili kullanan, işleyen, ona şekil veren, insanın zekâsıdır. Edebî sanatla zekâ arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Zekânın dil üzerindeki tasarrufları ve işlemeleri sonucunda meydana gelen edebî sanatlar, varlıklarını dile, gelişimlerini şair ve ediplere, isimlerini de belâgatçilere borçludur. Edebî sanatlar konusu oldukça geniş bir konudur. Sanatların birçoğu üzerinde müstakil çalışmalar yapılabilir. Tevriye, iham, cinas, tecahül-i ârif, kinaye, mürekkep istiare... Edebî sanatlar edebiyat araştırmalarında, özellikle metin tahlili çalışmalarında oldukça önemli bir yere sahiptir. Bundan dolayı Tanzimat döneminde ve sonrasında edebî sanatlar konusunda ciddî çalışmalar yapılmıştır. Ancak belâgat ilmini bu çalışmalarla sınırlamak veya durdurmak mümkün değildir. Bu konuda daha yazılacak nice kitaplar vardır. Eserde, edebî sanatlar konusunu bütüncül bir bakış açısıyla anlatmak için hem Sekkâkî, Kazvinî ve Vatvat gibi klâsik Arap ve Fars belâgatçilerin hem Ahmedî, Sürurî, Ismail-i Ankaravî, Süleyman Paşa, Ahmed Hamdî, Ahmet Cevdet, Recaizade Mahmud Ekrem, Said Paşa ve Mehmet Rifat gibi Türk belâgatçilerin hem de bazı dil bilimci ve Batılı retorikçilerin çalışmalarından yararlanılmıştır. Türk belâgati çalışmalarının Batı retoriğinden ayrı tutulmaması gerektiğini inanan yazar edebî sanat örneklerine ürün, onlar için belâgatçiler tarafından yapılan tanımlara da etiket nazarıyla bakılması gereğini söylerken edebî sanatların tanımında ve anlatılmasında etiketlerden ziyade ürünlere dikkat etmeye çalışmıştır. Dünyadaki bütün sanatlar, insan ortak paydasında birleşirler. Dilin hünerli bir şekilde kullanımı da insanî, dolayısıyla evrensel bir tavırdır. Sonuç itibariyle diğer ilimlerde olduğu gibi belâgat ilminde de yabancı dil ve milletlerin birikimlerinden yararlanmak gerekir. Belâgat dil biliminin üst katmanını oluşturmaktadır. Dil bilimini yürümeye, edebî sanatı ise dansa benzetebiliriz. Yürümesini bilmeyenler dans daedemezler.