Resmi Ideoloji ve Sol (ISBN: 9789758449798)
\"Türkiye solu neye muhaliftir?\" Türkiye solunun siyasi cinayetler, direnişler, mitingler, açlık grevleri, tutuklamalar ve idamlarla dolu tarihini gözümüzde canlandırdığımızda bu soru okuyucuya ilk bakışta garip görünebilir. Ancak, soruyu farklı bir şekilde sorarak bu tuhaflığı ortadan kaldırmak mümkün: Türkiye solu gerçekten muhalif olabilmiş midir? Resmî ideolojinin ne kadar uzağında, dışında, ondan biçim ve öz olarak ne kadar farklı, ona ne kadar alternatif/muhalif bir düşünce bütünü, bir politik dil, bir weltanschauung ortaya koyabilmiştir? Sol, kendi tarihsel süreci içinde bu konuda ne kadar başarılı olabilmiştir?
Ne yazık ki, 1920\'lerden günümüze, Türkiye solunun ana akımları, partileri, dergileri ve/ya çevrelerine baktığımızda, bu soruya gönül rahatlığı ile evet cevabı verebilmek için epey düşünmek gerekiyor: Türkiye solu, Cumhuriyetin inşâ ettiği ve topluma dayattığı resmî ideoloji ile hesaplaşma konusunda yeterince başarılı olamadı; çok acı bedeller ödeyerek sürdürdüğü muhalif tutumunu, resmî ideolojinin eleştirisine yöneltmekte yeterli çabayı gösteremedi: Onun yerine, Cumhuriyetin resmî ideolojisinin çoğu temel argümanını kabullendi; onlara sol bir veçhe kazandırarak siyasal söylemlerine eklemledi ve çoğunlukla resmî ideolojiyi sol bir jargonla yeniden üretmekle yetindi. Türkiye solu, resmî ideoloji ile ilişkisinde en başta da Kemalizm ile arasına mesafe koyma konusunda ne yazık ki- başarısız oldu: Bu konuda, anti-Kemalizm ile Kemalizmin soldan yeniden üretimi arasına sıkıştı kaldı; ya onun yanında ya da karşısında oldu; ama bu süreçte özelde Kemalizme ve genelde resmî ideolojiye alternatif bir sosyalizm, bir sosyalist mütalaa, bir sosyalist tahayyül ortaya koymayı pek de hesaba katmadı; bu yöndeki çabalar ise hiçbir zaman Türkiye solunun ana arterini oluşturamadı, bireysel çıkışlar, gayretler olmanın ötesine geçemedi.
Elinizdeki bu kitap, genelde resmî ideolojiye ya da özelde Kemalizm\'e alternatif, muhalif bir sosyalizm düşüncesi ortaya koyduğu iddiasında değildir. Ancak, böylesi bir dünya görüşünün tahayyül edilebilmesi için elzem tartışmaların fitilini ateşleyebilecek, kayda değer çalışmaların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.
Ne yazık ki, 1920\'lerden günümüze, Türkiye solunun ana akımları, partileri, dergileri ve/ya çevrelerine baktığımızda, bu soruya gönül rahatlığı ile evet cevabı verebilmek için epey düşünmek gerekiyor: Türkiye solu, Cumhuriyetin inşâ ettiği ve topluma dayattığı resmî ideoloji ile hesaplaşma konusunda yeterince başarılı olamadı; çok acı bedeller ödeyerek sürdürdüğü muhalif tutumunu, resmî ideolojinin eleştirisine yöneltmekte yeterli çabayı gösteremedi: Onun yerine, Cumhuriyetin resmî ideolojisinin çoğu temel argümanını kabullendi; onlara sol bir veçhe kazandırarak siyasal söylemlerine eklemledi ve çoğunlukla resmî ideolojiyi sol bir jargonla yeniden üretmekle yetindi. Türkiye solu, resmî ideoloji ile ilişkisinde en başta da Kemalizm ile arasına mesafe koyma konusunda ne yazık ki- başarısız oldu: Bu konuda, anti-Kemalizm ile Kemalizmin soldan yeniden üretimi arasına sıkıştı kaldı; ya onun yanında ya da karşısında oldu; ama bu süreçte özelde Kemalizme ve genelde resmî ideolojiye alternatif bir sosyalizm, bir sosyalist mütalaa, bir sosyalist tahayyül ortaya koymayı pek de hesaba katmadı; bu yöndeki çabalar ise hiçbir zaman Türkiye solunun ana arterini oluşturamadı, bireysel çıkışlar, gayretler olmanın ötesine geçemedi.
Elinizdeki bu kitap, genelde resmî ideolojiye ya da özelde Kemalizm\'e alternatif, muhalif bir sosyalizm düşüncesi ortaya koyduğu iddiasında değildir. Ancak, böylesi bir dünya görüşünün tahayyül edilebilmesi için elzem tartışmaların fitilini ateşleyebilecek, kayda değer çalışmaların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.