Pulitzer Ödüllü Yazarlar Seti (6 Kitap Takım) (ISBN: 2010678900357)
En Ucuz : 51.5,
En Pahalı 51.5,
Toplam 1 Satıcı
Mihenk Taşı - Edith Warthon
Mihenk Taşı, saplantılı ve iddialı bir aşkın kabul edilmezliklerle dolu halinin derin bir ifadesi. Aşkta korkmanın, gerçeklerden kaçmanın ve dürüstlükten ödün vermenin maliyetini ortaya koyuyor ve gözlerimizin içine bakıp, "Korkusuzca sevin," diyen Bayan Aubyn’in, aşkındaki korkularını kendisinden nasılda uzağa taşıyabildiğini gösteriyor. Glennard, hayranlık duyulacak çekiciliğiyle, iki farklı kadında izler bırakırken, yaşamının dersinide Aubyn sayesinde alexa’dan alıyor: Bir kadını en mutlu eden şey, sahip olduklarını sevdiği insana verebilmenin huzurudur.
İki Kız Kardeş - Edith Wharton
Bunner Kardeşler, evlerine bir masa saati almaya karar verdiklerinde, hayatlarının da bu kararla değişeceğini bilmiyorlardı. Kendilerine bu saati satan adama aynı anda âşık oluvermişlerdi… Ve bu aşk, her ikisi için de o derece kıymetli ve ateşliydi ki, gerçeklere karşı adeta kör olmuşlardı… Öte yandan adam sahtekârdır, ancak kardeşler birbirlerini kıskandırmaya öyle dalmışlardır ki bunu göremezler…
Kardeşlerden biri sahtekârla evlenmek istediğinde işler de karışır…
Naif kurgusu, her zamanki gibi güçlü Wharton karakterleri ve insanı yüreğinden yakalayan cümleleriyle İki Kız Kardeş, tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz bir roman olacak…
“Edith Wharton’un karakter yaratmadaki yeteneği kuşku götürmez.”
-Maiden Weinberg, Eleştirmen-
“Bunner Kardeşler, aşkın gözleri nasıl kör ettiğini görmek için mükemmel birer örnek”
-Washington Post-
“Ablanın fedakârlığını unutmayacağim… Bu küçük roman içime işledi resmen.”
-Jane Mary McFarlane, The Houghton Reviewer-
Masumiyet Çağı - Edith Wharton
Kendisini kıta Avrupa’sının kökleşmiş ve kemikleşmiş alışkanlıklarından soyutlayarak, yeni tarz bir yaşama biçimi ve yeni tarz bir sosyete yaratmak hevesindeki Amerikan burjuvazisi, kendilerine Avrupa’dan geçmiş pek çok alışkanlığı küçümserken, aslında benzer bir hayatın içinde yaşadıklarını bilmiyorlardı. Hayata bakışları da öyleydi. Bir kadın için en kötü evlilik dul kalmaktan daha iyiydi. Ama evlenilecek erkeğin duruşu, sosyal statüsü ve serveti, seçimleri zora sokuyor, bayanlar arasındaki rekabeti arttırıyordu. May, Archer ile evlenmek konusunda çok istekliydi; Archer’ın kalbi ise Madam Olenska’daydı ve onun kocasından boşanıp kendisiyle evlenmesi için elinden geleni yapıyordu. Madam Olenska ise, ne servetten vazgeçiyor, ne de Archer’a duyduğu sevgiden... Gizlice yapılmış anlaşmalar, kadınların ayak oyunları, gizli buluşmalar, küçük ama ayıp karşılanan tensel yaklaşımların gölgesinde var olmaya çalışan bir aşk... Ama kimin aşkı daha gerçekti? Hem kıtalar ne fark ediyordu ki? Aşk, Amerika’da da Avrupa’da da aşktı... Amerikan edebiyatının önemli kadın yazarlarından biri olan Edith Wharton, aşkın masumiyetini anlatırken bu yoldaki her türlü gizli kapaklı işi kabul edilebilir sayan Amerikan toplumuna da eleştiri getirmekten alamıyor kendisini. Pulitzer Ödüllü bu romanı okurken May’in acısını yaşayacak, Archer için endişelenecek ve Madam Olenska’nın durumuna şaşıracaksınız. 20. Yüzyıl Amerikan edebiyatının en önemli kadın yazarlarının başında gelen Edith Wharton, dünyadaki ününü Masumiyet Çağı adlı kitabına borçludur. Yayınlandığı andan itibaren artan bir şekilde ilgi görmüş olan bu kitap yazarına Pulitzer Edebiyat Ödülünü de kazanmıştır.
Şahika - Archibald Joseph Cronin
Genç bir doktor, 1920'lerde salgın hastalık, fakirlik ve batıl inançlarla karşı karşıya kalır...
"Hasta, Williams adındaki bir çelik ustasının karısı olan genç bir kadındı. Andrew deli gibi çarpan kalbiyle yatağın kenarına yaklaşırken içinde bulunduğu durumun ağırlığını hissetmeye başladı, hayatının dönüm noktasındaydı. Diğer öğrencilerle birlikte Profesör Lamplough'un gözetimindeki dersleri izlerken bu anı defalarca hayal etmişti. Tek başınaydı, önündeki vakaya kimseden yardım almadan tanı koyması ve tedavi etmesi gerekiyordu. Ani bir sancıyla, böyle bir görev için fazla endişeli, tecrübesiz ve son derece hazırlıksız olduğunun farkına vardı."
Andrew Manson, yeni mezun bir doktor olarak göreve başladığı maden şirketinde, bir anda kendisini büyük bir belanın, bir salgın hastalığın kavurduğu bir köyde bulur. Kimse, maden şirketine karşı başkaldırmaya, sorunu çözmek için elini taşın altına koymaya cesaret edemezken, Manson, kalbindeki büyük inançla çevresine umut dağıtmaya başlar...<