Medresenin Gülleri (ISBN: 9789758800872)
Istanbul\'da doğmuşum. Kimliğimde Eminönü, Karahüseyin Mahallesi Kabasakal Sokak yazar. Dört yaşımda Anadolu Hisarı\'na taşındık. Taşındığımız günle ilgili olarak belleğimde kalan tek şey Göksu deresinde bir sandal, sandalın içerisinde annemin çeyiz sandığı annem ve ben. Ilkokula Yenimahalle\'deki okulda başladım. Ikinci sınıfı bugünkü Sabancı Öğretmen Evi\'nin binasında okudum. O yıl babamı kaybettik. Babamın ölümünden sonra Sarıyer\'e taşındık. Üçüncü sınıfa buradaki ahşap okulda devam ettim. Öğrencilik yıllarım her yıl başka bir okulda Istanbul\'un değişik semtlerinde geçti. Dördüncü ve beşinci sınıfı Büyük Reşit Paşa Ilkokulu\'nda, ortaokulu Istanbul Kız Lisesi\'nde tamamladım. Dört yıllık çalışma hayatından sonra evlendim. Dışarıdan bitirme sınavlarına girip 1969 yılında Istanbul Öğretmen Okulu\'ndan mezun oldum. Istanbul\'un değişik ilçelerinde öğretmenlik yaptım. 1992 yılında Ataköy Ilkokulu\'ndan emekliye ayrıldım.
Hacıbeşir Medresesinde yaşadıklarımı belleğimin bir köşesine hapsetmiştim. Orada yaşananlar bizimle birlikte yok olup gidecekti. Bütün tanıkların birer birer yok olmasına tanıklık ediyordum. Sanırım tanıkların sayısı iyice azaldı. Üstelik burada yaşananları kimse hatırlamak istemiyor da. Oysa Istanbul sadece Taksim, Beyoğlu, Boğaziçi, Moda değil ki... Bunun dışında da bir Istanbul var ve burada ki hayatlar anlatılmadan Istanbul\'u anlatmak imkânsızdır. Bu insanların hayatları bu kentin tarihinin bir parçasıdır. Beğensek de beğenmesek de, zengin de olsa yoksul da, ünlü de olsa sıradan biri de kim olursa olsun bu kentin değerli bir parçasıdır. O parça olmadan eksik oluruz. Ben eksik parçalardan birini yerine koydum. Pazılın tamamlanması için bütün parçaların bulunması gerekir.
Bu tanıklık başkalarını cesaretlendirip onların da kendilerinde saklı kalan parçayı yerine koyarak pazılın tamamlanmasına katkıda bulunacağına inanıyorum. Bizim hayatımız bu kentin tarihidir. Hayatlarımızı, yaşadığımız sokakları, semtleri kayıt altına aldığımızda bu Istanbul\'un tarihi olacaktır. Günlük hayatlardan kentin tarihini öğrenmek gelecek kuşaklara bırakabileceğimiz en değerli hediye olacaktır. (Nimet Erşahin)
Hacıbeşir Medresesinde yaşadıklarımı belleğimin bir köşesine hapsetmiştim. Orada yaşananlar bizimle birlikte yok olup gidecekti. Bütün tanıkların birer birer yok olmasına tanıklık ediyordum. Sanırım tanıkların sayısı iyice azaldı. Üstelik burada yaşananları kimse hatırlamak istemiyor da. Oysa Istanbul sadece Taksim, Beyoğlu, Boğaziçi, Moda değil ki... Bunun dışında da bir Istanbul var ve burada ki hayatlar anlatılmadan Istanbul\'u anlatmak imkânsızdır. Bu insanların hayatları bu kentin tarihinin bir parçasıdır. Beğensek de beğenmesek de, zengin de olsa yoksul da, ünlü de olsa sıradan biri de kim olursa olsun bu kentin değerli bir parçasıdır. O parça olmadan eksik oluruz. Ben eksik parçalardan birini yerine koydum. Pazılın tamamlanması için bütün parçaların bulunması gerekir.
Bu tanıklık başkalarını cesaretlendirip onların da kendilerinde saklı kalan parçayı yerine koyarak pazılın tamamlanmasına katkıda bulunacağına inanıyorum. Bizim hayatımız bu kentin tarihidir. Hayatlarımızı, yaşadığımız sokakları, semtleri kayıt altına aldığımızda bu Istanbul\'un tarihi olacaktır. Günlük hayatlardan kentin tarihini öğrenmek gelecek kuşaklara bırakabileceğimiz en değerli hediye olacaktır. (Nimet Erşahin)