Kairos (ISBN: 9786058553934)
Zaman; Yunan Mitolojisinde isminden söz ettirilen iki tanrı ile ifade edilir: Kronos ve Kairos. Kronos, Zeusun babasıdır ve klasik olarak bildiğimiz zamanı tanımlar. Kronoloji kelimesi de onun adından gelmektedir. Kronos; yıl, ay, hafta, gün, saat olarak ifade ettiğimiz zamanı tanımlar. Hayatımız boyunca arkasından koşup ta yetişemediğimiz zaman Kronostur. Kairos ise aynı zamanda fırsatlar tanrısı olarak bilinen ve zamanı an olarak tanımlayan Eski Yunan tanrısıdır. Hayatın koşuşturmacası içinde anda kalıp, dinlendiğimiz, içimize döndüğümüz, ilham aldığımız, bir düğümü çözmeye çalıştığımız an Kairostur. Kronos aynı zamanda yatay zamanı temsil ederken, Kairos ise bu zaman doğrusuna dikey olan zamanı temsil eder. Hayatımız boyunca yatay zamana kendimizi teslim edip, hayatımızı sürdürürken bazı anlar gelir, kendi içimize dönüp; Ben ne yapıyorum? Sorusunu kendimize sorma ihtiyacı duyarız. Işte o an kendimizi Kairosa teslim ettik demektir. Kairos yatay zaman doğrusu üzerinde bulunduğumuz anda var olan olasılıkları ve fırsatların kapısını açar.
Tekin babasından devraldığı şirketi Kronos zaman dilimi içinde derinlemesine sorgulamaya gerek duymadan yönetmeye devam etmektedir. Baba yadigarı ve şirketin temel direği olarak gördüğü Bülent Beyin şirketten ayrılmak istediğini duyduğu gün kendisini çaresizlik içinde hisseder. O gün şehrin koşuşturmasından uzaklaşıp kendisini doğaya atar. Şile Yolu üzerinde bir gözlemecide kendi düşünceleriyle baş başa kalıp, sadece o anı hisseder. Yani Kairos anını yaşar. Karşısındaki uçsuz bucaksız ormanın ağaçlarına karşı düşüncelere daldığı bir anda, ağaçların arasında görünen bir yaratığın söylediği bir cümle ile kendisine gelir. Bu cümle babasından devraldığı şirketinde gerçekleştireceği önemli dönüşümün fitilini ateşlemiştir. O an ilk defa yaşadığı Kairos anını defalarca yaşayacak, bu dönüşümü başarmak için fırsatlar önüne bir birserilecektir.
Tekin babasından devraldığı şirketi Kronos zaman dilimi içinde derinlemesine sorgulamaya gerek duymadan yönetmeye devam etmektedir. Baba yadigarı ve şirketin temel direği olarak gördüğü Bülent Beyin şirketten ayrılmak istediğini duyduğu gün kendisini çaresizlik içinde hisseder. O gün şehrin koşuşturmasından uzaklaşıp kendisini doğaya atar. Şile Yolu üzerinde bir gözlemecide kendi düşünceleriyle baş başa kalıp, sadece o anı hisseder. Yani Kairos anını yaşar. Karşısındaki uçsuz bucaksız ormanın ağaçlarına karşı düşüncelere daldığı bir anda, ağaçların arasında görünen bir yaratığın söylediği bir cümle ile kendisine gelir. Bu cümle babasından devraldığı şirketinde gerçekleştireceği önemli dönüşümün fitilini ateşlemiştir. O an ilk defa yaşadığı Kairos anını defalarca yaşayacak, bu dönüşümü başarmak için fırsatlar önüne bir birserilecektir.