General Grivas - Hayatım (ISBN: 9786054511686)
Grivas bir faşisttir. Nazi işgali altında olduğu yıllarının önemli bir dönemini Nazi işbirlikçisi Yunan hükümetine hizmet ederek geçirmiştir. Daha sonra kurduğu X örgütü aracılığı ile komünist partizanlara karşı Naziler ile işbirliği yapmak için defalarca başvurmuş ama ne kendisi ne de örgütü Nazilerin ilgisini çekmediği için çok arzuladığı bu hizmeti sunamamıştır. Nazilerin Yunanistandan kovulmasından sonra İngiltere tarafından keşfedilen Grivas ve paramiliter örgütü X, Yunan İç Savaşı boyunca komünistler karşısında İngilizlerin yanında savaşmıştır. Grivasın Kıbrıs ile ilgili ilk faaliyeti de EOKA aracılığı ile değil yine X aracılığı iledir. 1948 yılında Kıbrısta yükselen grevlerin önünün kesilmesi için paramileter silahlı gruplar oluşturulmak üzere Kilise Grivastan yardım istemiştir. İngiliz Sömürge İdaresinin bilgisi ve izni ile Kıbrısta X2 örgütünü oluşturan Grivas, grevlerin yenilgiye uğratılmasında önemli bir işlev görmüştür. Ama Grivasın politik konumlanışının temel belirleyeni hiçbir zaman İngiliz dostluğu olmamıştır. O her dönem, emperyalist sistemin en güçlü odağının yanında; örgütlü işçi sınıfının karşısında konumlanmıştır. Nazilerle, İngilizlerle, Kralla, Kilise ile veya ABD ile çalışmak arasında Grivas için herhangi bir fark yoktur. O kiminle çalışırsa çalışsın her zaman bir faşist ve anti-komünist olarak kalmıştır. Türkçede popülerleşen ismi ile derin devlet mekanizması Fransadan İtalyaya, Yunanistandan Türkiyeye kadar NATOya üye bütün devletleri bir ağ gibi sarmıştır. Grivas ve onun gibi faşistler de bu ağın örülmesinde hizmet vermişlerdir. Grivas elinizde tuttuğunuz kitapta bu tür bir örgütlenmeye ne kadar önem verdiğini ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Grivasın anıları, sistem içerisinde aktif rol almış ve her zaman emperyalizmin pis işlerini yapmış bir aktörün gözünden okuma yapmaya imkan sağlamaktadır. Grivas için Türkler de en az komünistler kadar tehlikeli ve dikkat edilmesi gereken unsurlardandır. Ancak halihazırda İngiliz Sömürge İdaresi ve AKEL ile mücadele etmekte olan bir silahlı örgütün, üçüncü bir cephe açarak Kıbrıslı Türkleri de düşman saflarına katmak istememesi akla yatkın gelmektedir. Görünen o ki Grivas Türk sorununu olabildiğince sonraya ertelemek istemiş ve daha kolay çözülebilecek bir sorun olarak değerlendirmiştir. Kıbrısı Yunanistana bağlamak gibi bir hedef ile yola çıkan Grivas ve EOKA, dört yıllık bir mücadelenin sonunda bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetini karşısında tek seçenek olarak buldu. Grivasın bu durumdan hoşnutsuzluğu kitapta açık bir şekilde görülmektedir.