Erhan Afyoncu Kitapları Seti (8 Kitap Takım) (ISBN: 2010678900159)
En Ucuz : 78.85,
En Pahalı 78.85,
Toplam 1 Satıcı
Truva'nın İntikamı (Cep Boy) - Erhan Afyoncu
Fatih Sultan Mehmed hem büyük bir maraşaldi, hem teşkilatçı bir devlet başkanıydı, hem sanatı ve sanatçıyı koruyan hükümdardı, hem de felsefeye ve serbest düşünceye önem veren, huzurunda tartışmalar yaptıran büyük bir padişahtı. Fatih, şehzadeliği döneminden itibaren eski Yunan filozoflarıyla ilgili kitapları, Herodotu, Romalı tarihçi Titus Liviusu, Romalı tarihçi Quintus Curtius Rufusu, Büyük İskenderin, papaların, imparatorların, Fransa krallarının ve Lombardların vekayinâmelerini okumuştu. Rönesans dönemi hümanistleri Türkleri Truvalıların soyundan kabul edip, eserlerinde Asyaya giden Truvalı bir grubun, yani Türklerin geri dönerek Yunanlılardan tekrar intikam aldığını anlatırlardı. Bütün yazılanlardan haberdar olan Fatih Sultan Mehmed, 1462de Truva harabelerindeyken başını sallayarak, "Allah, beni bu şehrin ve halkının müttefiki olarak bu zamana kadar sakladı. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların vatanlarını aldık. Yunanlıların biz Asyalılara karşı yaptıkları kötü davranışların intikamını, aradan uzun zaman geçmesine rağmen onların torunlarından aldık" demişti...
Osmanlı'nın Hayaleti - Erhan Afyoncu
Osmanlı İmparatorluğu, tarihin gördüğü üç büyük imparatorluktan birisiydi. Tarih sahnesinden kalkmalarına rağmen Roma ve İngiltere imparatorlukları gibi Osmanlı İmparatorluğu'nun da, tesirleri devam ediyor. Basra'dan Budin'e kadar olan bölgelerde asırlarca süren Osmanlı hakimiyeti günümüz dünya politikasına da tesiri eden derin izler bıraktı.
Günümüzde, özellikle son 15 yılda Balkanlarda, Kafkasya'da ve Ortadoğu'da kaldırılan her taşın altından Osmanlı İmparatorluğu'nun izleri çıkıyor. David Fromkin'in, New York Times'teki 9 Mart 2003 tarihli yazısı da bu gerçeği ifade etmekteydi: "Bir hayalet ABD'yi pençelerine almış, rahat bırakmıyor. Bu Osmanlı İmparatorluğu'nun hayaleti. Irak'ta, Sırbistan'da, Bosna'da, Kosova'da, Körfez Savaşı'nda, 11 Eylül saldırılarında bu hayalet bizimleydi. Osmanlı hayaletleri asla uzaklaşmadı.”
Sahte Mesih - Erhan Afyoncu
Türkiye'de Sabatay Sevi ve dönmelik en merak edilen ve en çok üzerinde efsane üretilen konuların başında gelir. 17. yüzyılın ikinci yarısında mesihim diye ortaya çıkarak, bütün dünyadaki Yahudiler'i heyecanlandıran Sabatay Sevi, Osmanlı yönetiminin konuşmalarını boş sözler olarak nitelendirip, sorguya alması üzerine Müslüman olarak kellesini kurtarabilmişti. Mehmed ismini alan Sabatay Sevi'nin bazı taraftarları da efendilerinin izinden giderek Müslüman oldular. Böylece görünüşte Müslüman, gizli olarak da Yahudiliği sürdüren ve "dönme" adı verilen bir topluluk ortaya çıktı.
Ülkemizde günümüze kadar gelen bu topluluk hakkında birçok şehir efsanesi üretildi. Komplo teorileri o kadar ileri gitmiştir ki, Osmanlı arşivlerinde Sabatay Sevi hakkındaki belgelerin yokedildiği iddiaları ileri sürülmüştür. Bu kitap bu iddiaların doğru olmadığını ortaya koyan bir araştırmadır. Sabatay Sevi ve Sabataycılık, öncelikle Osmanlı İmparatorluğu'nun bir meselesiydi ve Türk arşivleri kullanılmadan yazılacak her çalışma eksik kalmaya mahkûmdu. Bu araştırmada arşivlerde ilk defa bulunan Osmanlı belgeleri ışığında dönmeliğin kurucusu Sabatay Sevi'nin hikâyesi anlatılmıştır.
Yavuz’un Küpesi - Erhan Afyoncu
Yavuz Sultan Selim denince aklımıza hep kulağı küpeli, palabıyıklı bir resim gelir. Yavuz'a ait olmayan ve daha sonraki bir dönemde yapılmış olan bu resim tarih ders kitaplarında kullanıldığı için herkes Yavuz'u böyle tanır. Hatta kulağındaki küpenin sebebini üzerine de birçok hikâye uydurulmuştur.
Türkmenler arasında küpe takmak eski bir gelenekti. Ayrıca bazı tarikatlarda da dervişler dünyadan ve dünyevi nesnelerden soyutlandıklarını göstermek için küpe takarlardı. Bu iki gelenek de Yavuz Sultan Selim'e değil Safevi Devleti'nin kurucusu Şah İsmail'e uymaktadır. Nitekim Türk tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Şah İsmail, bazı minyatürlerde küpeli tasvir edilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Askeri İsyanlar ve Darbeler - Erhan Afyoncu
Cumhuriyet döneminde demokrasinin işleyişi sık sık darbelerle kesildi. Aslında bu bizim eski bir geleneğimiz. Osmanlı İmparatorluğu'nda askeri isyanlar ve darbeler, Fatih Sultan Mehmed'in ilk hükümdarlığı zamanında 1446 Buçuktepe İsyanı ile başlar ve 1913'teki Bâbıâli baskınıyla sona erer. Neredeyse Fatih Sultan Mehmed'den sonra isyanla yüzleşmeyen Osmanlı padiş