Aşkzedeler Kulübü (ISBN: 9786054621224)
En Ucuz : 13.68,
En Pahalı 15.3,
Toplam 3 Satıcı
Aşk Üç harfe sığdırılmaya çalışılan koskocaman bir dünya. Kimine göre yıldızların üstünde
yürümek, kimine göre yerin dibinde sürünmek; kimine göre alışkanlık, kimine göre
anlamsızlık Tam bir tanımı var mıdır acaba bu kutsal kelimenin? Sizi bilmem ama ben
halen daha tam olarak bulmuş değilim cevabı. Yetmiş beş yıldır yaşam sürdüğüm bu dünya
üzerinde, belki de en çok düşündüğüm konu da bu oldu. Aşk nedir? Gerçekten aşk var mıdır?
Bizler tutunacak bir dal bulmak için mi kalbimizi başkalarına açıyoruz? Yoksa aşk genetik
yapımızda mı var? Yaklaşık otuz yıl süren meslek yaşamımda, danışanlarımın en büyük
çoğunluğu bana bu konudaki sıkıntılarıyla gelirlerdi. Yıllar evvel, mesleki kariyerimin en
odak noktasındayken son derece keyifli bir terapi tekniği gelmişti aklıma. Tüm
danışanlarımdan kendi hikâyelerini mümkün olduğunca edebi bir dil ile anlatmalarını
istemiştim. Ister şiir, ister hikâye, isterse anı olarak karalayacaklardı bir şeyler. Kendileri
yaşamış gibi de olabilirdi, bir başkasının yaşamını aktarır gibi de Hiç karışmamıştım. Yeter ki yazın, yeter ki içinizdeki yaraların sebebini bana anlatın, demiştim.
Çok itirazlar geldi elbette. Ben yazamam, nasıl yazarım, benim öyle bir yeteneğim yok ki,
hem yazsam ne olacak tarzında uzayıp gitti itirazlar. Sonrasında bir adım daha öteye gitti bu proje ve onları yüreklendirmek için bir kulüp kurdum. Aşkzedeler Kulübü idi ismi. Bu
konuda yalnız olmadıklarını düşünmeleri gerektiğine, aslında benzer acıları paylaştıklarını
bilirlerse ve birbirlerinin hikâyelerini okurlarsa ötekileşmekten sıyrılabileceklerine
inanmıştım. Elbette her ilk adım gibi, bu da zordu. Gönüllü olanlarla çıktık yola. Yüreğinin
derinlerindeki kuyulardan acıları çektik pompalarla, kelimeler bizim can yoldaşımız oldu,
dizelerse vazgeçilmezlerimiz. En sonunda onlarca yürek, koskocaman bir dalga yarattı, aşkın med-cezirinden ilham alan Işte bu kitapta o şiirleri, yaşanmışlıkları, anıları ve kırılmış
umutları bulacaksınız Işte bu kitapta Aşkzedeler Kulübünün sessizçığlıklarını
duyacaksınız.
yürümek, kimine göre yerin dibinde sürünmek; kimine göre alışkanlık, kimine göre
anlamsızlık Tam bir tanımı var mıdır acaba bu kutsal kelimenin? Sizi bilmem ama ben
halen daha tam olarak bulmuş değilim cevabı. Yetmiş beş yıldır yaşam sürdüğüm bu dünya
üzerinde, belki de en çok düşündüğüm konu da bu oldu. Aşk nedir? Gerçekten aşk var mıdır?
Bizler tutunacak bir dal bulmak için mi kalbimizi başkalarına açıyoruz? Yoksa aşk genetik
yapımızda mı var? Yaklaşık otuz yıl süren meslek yaşamımda, danışanlarımın en büyük
çoğunluğu bana bu konudaki sıkıntılarıyla gelirlerdi. Yıllar evvel, mesleki kariyerimin en
odak noktasındayken son derece keyifli bir terapi tekniği gelmişti aklıma. Tüm
danışanlarımdan kendi hikâyelerini mümkün olduğunca edebi bir dil ile anlatmalarını
istemiştim. Ister şiir, ister hikâye, isterse anı olarak karalayacaklardı bir şeyler. Kendileri
yaşamış gibi de olabilirdi, bir başkasının yaşamını aktarır gibi de Hiç karışmamıştım. Yeter ki yazın, yeter ki içinizdeki yaraların sebebini bana anlatın, demiştim.
Çok itirazlar geldi elbette. Ben yazamam, nasıl yazarım, benim öyle bir yeteneğim yok ki,
hem yazsam ne olacak tarzında uzayıp gitti itirazlar. Sonrasında bir adım daha öteye gitti bu proje ve onları yüreklendirmek için bir kulüp kurdum. Aşkzedeler Kulübü idi ismi. Bu
konuda yalnız olmadıklarını düşünmeleri gerektiğine, aslında benzer acıları paylaştıklarını
bilirlerse ve birbirlerinin hikâyelerini okurlarsa ötekileşmekten sıyrılabileceklerine
inanmıştım. Elbette her ilk adım gibi, bu da zordu. Gönüllü olanlarla çıktık yola. Yüreğinin
derinlerindeki kuyulardan acıları çektik pompalarla, kelimeler bizim can yoldaşımız oldu,
dizelerse vazgeçilmezlerimiz. En sonunda onlarca yürek, koskocaman bir dalga yarattı, aşkın med-cezirinden ilham alan Işte bu kitapta o şiirleri, yaşanmışlıkları, anıları ve kırılmış
umutları bulacaksınız Işte bu kitapta Aşkzedeler Kulübünün sessizçığlıklarını
duyacaksınız.